Pages

Subscribe:

16 Eylül 2012 Pazar

TÜRKİYE'NİN EN GÜZEL ON KAMPÜSÜ


                                                   Hürriyet Gazetesi'nin yaptığı araştırma :

1.ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ:



İlk fakültelerini 1973’te açan üniversitede bugün 31.800 öğrenci eğitim görüyor. Adana’da Seyhan Baraj Gölü’nün doğu yakasındaki 22 bin dönümlük Balcalı Kampusu, 84 ağaç ve bitki türüyle doğal bir park. Fakülte kantinleriyle birlikte 21 kafeteryanın bulunduğu kampusta, geniş bir spor kompleksi var. 3 salon,tenis kortları,olimpik yüzme havuzu ve futbol,basketbol,voleybol sahalarından öğrenciler ve bir ücret karşılığında vatandaşlar faydalanabiliyor. Modern mimarisiyle dikkati çeken 4 bin kişilik Açık Hava Tiyatrosu’nda çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Kampusta Kredi ve Yurtlar Kurumu’na bağlı Fevzi Çakmak Yurdu’nda 1296’sı kız 2 bin 812 öğrenci kalıyor.



2.BİLKENT ÜNİVERSİTESİ




1984’te kurulan Bilkent’in kampusu 5 milyon 175 bin metrekare; içinde 205 bina var. Burada ekilecek bitki ve ağaçlar kampustaki 5 seradan sağlanıyor. Akasya, çınar, at kestanesi, sarıçam, meşe, huş, süs elması, erik, japon ayvası, ardıç, iğde ve ıhlamur ağaçları var. Bilkent’in, en fazla 4 kişilik odalardan oluşan bir öğrenci yurdu mevcut. Kampusta 6 kapalı spor salonu, 4 fitness salonu, 3 halı saha, 2 çim saha, 4 tenis kortu, 7 basket sahası ve 1 stadyum bulunuyor. Ev yemeğinden salataya, kebaptan sandviçe kadar her yemeği sunan 45 restoran ve kafe hizmet veriyor. 5000 kişilik Odeon Gösteri Merkezi, 170 kişilik tiyatro salonu ve 800 kişilik Bilkent Konser Salonu da burada. Kampusta 2 sağlık merkezi binası var. Öğrencilerden ücret alınmıyor, ilaçların da yüzde 80’ini üniversite karşılıyor. Şehre 16 km uzaklıkta.



3.BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ



Üniversitenin en ünlü kampusu Rumelihisarı’ndaki 267 bin metrekarelik Güney Kampusu ve Uçaksavar’daki Kuzey Kampusu. 1863’te kurulan Robert Kolej’den devralınan Güney Kampusu’nda tarihi binalar var: Hamlin Hall 1871, Albert Long Hall 1891, Kennedy Lodge 1891, Theodorus Hall 1902, Dodge Gymnasium 1904, Anderson Hall 1913, Washburn Hall 1906, Van Millingen Hall, Sloane Hall 1925, Gates Hall 1912. Boğaziçi’nde 4 tenis kortu, basketbol sahası, yüzme havuzları, fitness merkezi, çim saha, atletizm pisti, 2500 seyircilik spor salonu var. 7 yurtta 2500 öğrenci kalıyor. Her çarşamba klasik müzik konseri var, Mithat Alam Film Merkezi sinematek gibi çalışıyor. Tarihi binaların etrafındaki koruda anıt ağaç statüsünde sahil sekoyası, Douglas köknarı, mavi ve Himalaya sedirleri bulunuyor



4.ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ:

Ormana ve Uludağ’a bakan Görükle Kampusu 16 bin 303 dönüm. 10 bin dönümü 2 milyon ağaçlık bir çam ormanı. 800 bin metreküp su rezervi olan bir gölet, sulamada kullanılıyor, balık da yetiştiriliyor. Ormanın bin dönümlük kısmı tellerle çevrili yaban hayatı bölgesi. 3 bin sülün, 28 geyik, tavşan, güvercin ve çil keklikleri burada yaşıyor. Kampusta futbol sahaları, olimpik tartan pist, 10 açık, bir kapalı tenis kortu var. Yüzme havuzu ve 3 fitness center de yakında açılacak. Üniversitenin kendisinin tek ve iki kişilik odalardan oluşan 750 kişilik üç yurdu var. Kampusta Bursa Gazeteciler Cemiyeti, Nilüfer Belediyesi ile birlikte yılda 150 etkinlik düzenleniyor. Bursa’ya 18 km uzaklıktaki kampusta bir hastane de bulunuyor.



5.ANADOLU ÜNİVERSİTESİ:


Eskişehir’deki üniversite, 866 bin 751 metrekarelik Yunusemre ve 3 milyon 790 bin 893 metrekarelik İki Eylül kampuslarından oluşuyor. Yunusemre’de 500 kişilik açık tribünlü bir spor sahası, yarı olimpik yüzme havuzu, halı saha, basketbol ve voleybol sahaları, tenis kortu var. Tesislere bu yıl soyunma odaları, duşlar ve fitness salonu da eklendi. İki Eylül Kampusu’nda da birçok spor salonu ve sahası var. Yunusemre’de Taşbina Restoran, kafeteryalar ve her fakültede kantinler bulunuyor. Bu kampusun manzarası çok güzel. Japon Bahçesi’nde pekçok bitki yetişiyor. Yunusemre, şehir merkezine 10 dakika mesafede.




6.KOÇ ÜNİVERSİTESİ:


25 hektarlık Koç Üniversitesi Rumelifeneri Kampusu’na 1993’te taşındı. Spor Merkezi’nde çok amaçlı salon, dans - aerobik stüdyosu, fitness ve cardio salonları, squash ve raquetball kortları var. Açık havuz haziranda açıldı. Kampusta 1.435 kişilik yurt kapasitesi var. Bir, iki ve dört kişilik oda seçenekleri var. Odalarda 24 saat internet, kablolu TV bağlantısı ve odaya ait telefon bulunuyor. Öğrenci Merkezi’nde 600 kişilik bir ana yemek salonu, 3 kantin, bir kafe, 2 kafeterya bulunuyor. Sevgi Gönül Oditoryumu’nda konserler ve tiyatro gösterileri yapılıyor. Yeşil alanlara süs çalıları, boylu ağaçlar, yer örtücüler ekilmiş. Kampus, Sarıyer’e arabayla 10 dakika mesafede.

                                 

7.İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ:



İnönü Üniversitesi’nin 7 bin dönümlük çam ağaçları da bulunan yeşil kampusu, Malatya-Elazığ karayolunun 10. kilometresinde. Üniversite 1975’te kuruldu, binalar 10 yıl sonra yapılmaya başlandı. Kampus, bölgenin en büyük spor tesislerine sahip. Bir kapalı spor salonu, 8 tenis kortu, 4 halı saha, 7 basketbol sahası, 5 voleybol sahası, 1 futbol sahası, olimpik ölçülerde yüzme havuzu ve plaj voleybol sahası bulunuyor. Kampusta 3 kız yurdu, ayrıca kız ve erkek olmak üzere 2 özel yurt var. 24 saat hizmet veten internet merkezinde 500 bilgisayar bulunuyor. Kampustaki 6 kafeterya ve bir pastane öğrencilerin hizmetinde. Tüm sosyal tesisler, üniversite dışından gelenlere de açık.




8.ORTADOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ:



Bütün sınıflar orman manzaralı. Ankara’ya 7 km. uzaklıkta. 1963’te kurduğu yerleşkeyle Türkiye’de kampus üniversitesi fikrinin yaratıcısı oldu. 45 milyon metrekarelik kampusun yüzde 80’i çam, çınar, at kestanesi, sedir, ters aşılı dut ağaçlarıyla dolu bir orman. 7 bin öğrenci kapasiteli 18 yurt binası var. Alışveriş Merkezi’nde eczane, fotoğrafçı, kırtasiye, butik, kitabevi, terzi, ayakkabı tamircisi, kuaför, banka şubeleri yer alıyor. 30 doktorun görev yaptığı 2 ambulanslı sağlık merkezi hizmet veriyor. Teknoparkı 216 firmaya iş imkanı sağlıyor. Kampusta 20 tenis kortu, 11 basketbol, 8 voleybol, 2 plaj voleybolu, beyzbol, Amerikan futbolu, 3 halı saha, 6 açık futbol sahası, 3 kapalı spor salonu, olimpik ve yarı olimpik havuzlar, 10 bin kişilik stadyum bulunuyor. Eymir Gölü de kampusun içinde. 30’a yakın restoran, arkeoloji müzesi, bir de bilim ve teknoloji müzesi var. Rektör Prof. Dr. Ural Akbulut’un klasik otomobil koleksiyonu da kampusta sergileniyor.



9.SABANCI ÜNİVERSİTESİ:


1 milyon 353 bin metrekarelik kampusta Gösteri Merkezi’nden Spor Merkezi’ne, Sağlık Merkezi’nden markete, sinemadan spor alanlarına kadar her imkan var. Yüzmeden pilatese, futboldan aikidoya kadar her tür spor yapılıyor. Öğrencilerin yüzde 75’i iki-dört kişilik odalardan oluşan yurtlarda kalıyor. Ana yemek salonu dışında, kafeterya, fast food kafe, çeşitli kafeler, Fasshane adlı bir kantin yemek ihtiyacını karşılıyor. SSBF Galeri ve Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nin faaliyetleri sanata ayrılmış. Yürüme yollarının kenarına akasyalar, süs erikleri, süs elmaları, ormana kestane, ıhlamur, kayın, meşe ve çamlar, yolun altındaki araziye de 20 bin fıstık çamı dikilmiş. Japon kirazları (sakura) bu sene ilk çiçeklerini açtı. Burası Pendik’e 16 kilometre uzaklıkta.



10.KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ:


1955’te kurulan üniversite, 1966’da 1 milyon 53 bin 839 metrekarelik kampusuna (Kanuni Kampusu) taşındı. Kampus Trabzon Limanı, havaalanı ve Karadeniz’e bakıyor. Orman Fakültesi’nin yetiştirdiği endemik ağaçların da bulunduğu orman alanları çok güzel. 3 bin kişilik bir stadyum, olimpik yüzme havuzu, 3 minyatür futbol sahası, tenis kortları, basketbol, voleybol ve squash sahaları bulunuyor. Sağlıklı Yaşam Tesisi’nde sauna salonu, ağırlık merkezi, step ve düşünce sporları salonları yer alıyor. Kampusta 4 öğrenci yurdu var. 800 kişilik öğrenci yemekhanesi, fakültelerde de kantin ve kafeteryalar var. Öğrencilerin halk oyunu, dans, tiyatro ve müzik etkinlikleri hem kampusta, hem diğer illerde yapılıyor.




KAYNAK:
http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=7712&rid=4369&p=10

Türkiye'de inşaat mühendisliği


Türkiye'de inşaat mühendisliği


Türkiye'de inşaat mühendisliğinin başlangıç tarihi İTÜ İnşaat Fakültesi'nin başlangıcı olarak sayılan ve 1727 yılında Damat İbrahim Paşa tarafından açılmış olan Humbarahane olarak kabul edilir.Ancak bu girişim Yeniçerilerin karşı koyması nedeniyle yarım kalmıştır. 1773 yılında Gazi Hasan Paşa ile Baron de Tott'un teklifiyle III. Mustafa Mühendishane-i Bahr-i Hümayun'u açtırmış ve bu yolla donanmadaki gemi mühendislerinin bilgisizliğini gidermeye çalışmıştır. İlk adı Mühendishane olan bu üniversite Türk tarihinin ilk üniversitesidir.


 I. Abdülhamit devrinde büyümeye devam eden bu üniversite, III. Selim döneminde 1795’de adı Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn (kara mühendisliği) olacak şekilde ikiye ayrılmış ve bir kanunnameye bağlanmıştır. Her iki üniversite de 1808 yılına kadar eğitime devam etti. Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn'da 1797 yılında Yeni Metodlar adlı kitap ile inşaat mühendisliği hakkında bazı kitaplar basıldı. Fizik, kimya, trigonometri, topoğrafya, mukavemet, hidrolik, akarsu hidroliği, akışkanlar mekaniği,optik, botanik, jeoloji, mineroloji, sektant ve oktant gibi dersler ilk defa bu üniversitede okutuldu.


1883 yılında II. Abdülhamit tarafından Alman sistemine göre kurulan ve gelişimi orduya bırakılan Hendese-i Mülkiyeden mezun olmuş birçok Türk inşaat mühendisi ülkede bir çok yol ve köprü yapımında çalıştı. Şam-Mekke arası 1200 km'lik Hicaz Demiryolu bu okuldan mezun olan Türk mühendisler tarafından 8 yılda tamamlandı.

Türkiye'de ilk inşaat fakültesinin öğretime başladığı tarih olarak 1795 yılında kurulan Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn'un kuruluş tarihini baz almak daha doğru olacaktır. Bugünkü anlamda sivil inşaat mühendisliğinin başlangıcı ise 1883'de kurulan Hendese-i Mülkiye ile başlar. Cumhuriyet'in kuruluşuna kadar bu okullardan 432 inşaat mühendisi mezun olmuştur.

Yapı mühendisleri, yapıların taşıyıcı sistemine ait hesaplamaları (tasarım ve dizayn) yapar (statik hesap). Bu hesaplamalara göre aks aralığı, kullanılacak malzemeye göre kolon, kiriş ölçü ve boyutları ile (betonarme ise) donatı yoğunluğu, (çelik yapı ise) profil tipi seçilir. Plan ve projeler, ölçeklere göre uygun uzunluk birimleri kullanılarak çizilir.

Sanılanın aksine yapı mühendisleri, mekanları tasarlamazlar (baraj,yol, arıtma tesisleri vb. hariç), tasarım taşıyıcı sistemi direkt ilgilendirmiyorsa mimartarafından yapılır. Taşıyıcı sistemi ilgilendiren tasarımlar mimar ve mühendis arasında birkaç kez gidip gelerek tamamlanır. Endüstri devrimi öncesi mimarlıkla birlikle yapılan meslek gelişen teknoloji ve hesaplamalarla mühendislik ve mimar olarak ayrılmıştır. Bir mimarın yapının taşıyıcı sistemi hakkında hiçbir sorumluluğu yoktur. Ancak yapıyı projelendiren mühendis tüm sorumlulukları üzerine almış kabul edilir.

Ülkemizde, Belediyeden bir projenin onay alabilmesi için lisanslı bir İnşaat Mühendisi tarafından yapıldığını belirten imzayı taşıması gerekir. Son yıllarda ülkemizde uygulamaya geçen "Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği" sayesinde her tür yapı inşaası eskiye nazaran daha sıkı bir biçimde denetlenmekte, özellikle yapının imal aşamasında yapılan yanlışlıklar ve hatalar önlenmektedir.

TÜRKİYE'DE AÇILIŞ TARİHİNE GÖRE İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMLERİ (İLK ON)

1.İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ( 1883 )


2.BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ (1912)


3.YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ(1937)



4.KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ(1963)


5.ORTADOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ(1963-1 Ekim)


6.FIRAT ÜNİVERSİTESİ(1967)


7.SAKARYA ÜNİVERSİTESİ(1972)


8.ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ(1978)


9.GAZİ ÜNİVERSİTESİ(1982)


10.ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ(1988)






















15 Eylül 2012 Cumartesi


Türkiye’de İnşaat Mühendisliği

Bu yazı, Türkiye’deki inşaat mühendisliği hakkında bilgisi olmayanlara yönelik olarak, oldukça basit anlatımla hazırlanmıştır.

Önce inşaat nedir onu anlatmakla işe başlayalım.

BİR İNŞAAT YAPALIM

İncek’te arsamız var. Üzerine 4 katlı, bodrumlu dershane binası yapmak istiyoruz. Önce Belediye’den ruhsat almamız gerekir. Belediye ruhsat için proje yani tasarımını ister. Bunun için de mimara gideriz. Mimar  mal sahibinin isteklerine göre arsanın otoparkıyla, bahçesiyle yerleşimini, binanın kavram ve işlevsel tasarımlarını ve çizimlerini yapar, buna mimari proje denir. Daha sonra mimari proje değişikliğine gidilmek istenirse aynı mimarın yazılı onayı gerekir. Onun dışında mimar bir daha işe karışmaz. Bu arada yapının oturacağı zeminin analizini yaptırırız, yani nasıl olduğu araştırırız, sağlam mı değil mi? Sağlam değilse ne önlemler alınacak onlar belirleriz. Bundan sonra yapının taşıyıcı sistem tasarımını yani taşıyıcı yapı elemanlarının hesaplarını, boyutlandırmasını ve çizimlerini inşaat mühendisi yapar. Elektrik tesisatını elektrik mühendisi, kullanma suyu, pis su, kalorifer, klima tesisatını Makine mühendisi projelendirir. Bunlar belediye tarafından kontrol ettirilip, onaylanıp, ruhsat alındıktan sonra yapım aşamasına geçilir. Yapım için bir inşaat mühendisi şantiye şefi işe alınır. İş büyükse daha fazla inşaat mühendisini de işe almak gerekebilir. Şantiye şefi malzeme, teknik donanım, iş gücü gereksinimini belirler, iş programı yapar ve bunlara göre inşaatı bitirir. Bu arada yapım denetimini  ücret karşılığında dışardan, bağımsız bir yapı denetim firması ya da iş büyük ihaleli bir iş ise, danışmanlık şirketi yapar.

Görüldüğü gibi bir bina inşaatının tamamlanmasında inşaat mühendisinin rolü çok fazladır.

Endüstri devrimi öncesinde inşaatları mimar tasarlar ve yapardı. Mimar Sinan bunun bilinen örneğidir. Ancak gelişen teknoloji ve hesaplamalar sonucu inşaat mühendisliği ayrı bir dal haline gelmiş, mimarlığın alanı önemli ölçüde daralmıştır.

Tekrar konumuza dönelim. Binamız bitti. Bizde inşaat sektöründe buna işin üstyapısı deniliyor.  Bina bu şekliyle oturulacak hale geldi mi? Elbette hayır. Zira binada oturabilmek için elektrik, su gerekir. Su kullanınca ortaya çıkacak atık suyu binadan uzaklaştırmak gerekir. Kışın ısınmak için doğalgaz gerekir. Binamıza gelip gidebilmek için yol gerekir. Bunlara da inşaat sektöründe işin altyapısı deniliyor.

Burada bir parantez açıp  üstyapı – altyapı nedir, onu inceleyelim.

Yapı (inşaat) Ana Kategorileri

Yapılar üstyapı ve altyapı olarak iki ana gruba ayrılır. Burada üst-alt deyimleri toprağın üstü ya da altı anlamına gelmez. Örneğin binanın temeli altyapı kategorisine girmez.

Üst yapı: İngilizcesi “Structures”dır. Bu konuda eğitimli/deneyimli mühendis yurt dışında “Structural Engineer” ünvanını alır. Bizdeki karşılığı Yapı Mühendisliğidir.


Üst yapılar; içinde, üzerinde insan barındıran yapılardır. Binalar, konut, otel, hastane, okul, ofis, fabrikalar, işyerleri, alışveriş merkezi, terminal, istasyon, spor salonları, stadyumlar gibi.

Yapılarda hasar analizi, onarım ve güçlendirmeler de yapı mühendisliği alanına girer.



Alt Yapı: İngilizcesi “infrastructure”dır. Bunun mühendisine İngilizce’de “civil engineer” denir. Köprü, karayolu, tünel, demiryolu, metro, hava alanı pisti, liman, su temini ve dağıtımı, arıtma istasyonu, kanalizasyon ağı, sulama kanalları, pompa istasyonları, su depoları, baraj, enerji santraları, elektrik iletim, yüksek anten, petrol boru hattı, çevre düzenlemesi, güzelleştirme (beautification)  vb. altyapıya girer.

Bu alanlarda deneyimli inşaat mühendislerine piyasada “üstyapıcı”, “altyapıcı” denilirken mühendis arayan ilanlarda “üstyapı deneyimli mühendis”, “altyapı deneyimli mühendis” denilmektedir. Altyapılarda yani köprü, yol gibi projelerde mimarın hiçbir fonksiyonu yoktur.

Tekrar yukarıdaki dershane örneğine dönersek, binayı bitirmiştik. Buna üstyapı diyoruz. Bina temeli de buna dahil. Gelelim altyapıya. Eğer arsa dağ başındaysa  yani etrafta belediyenin getirdiği hizmetler yoksa ya da eksikse altyapıyı kendimiz yapacağız demektir. İş makineleri kiralayacağız, yolu açacağız, üzerine kırmataş döküp silindirle sıkıştıracağız. Bahçede bir yere kuyu açacağız, pompa koyacağız, binadaki depoya su basacağız. Bahçede foseptik çukuru açacağız. Pis su oraya akacak. Yakında trafo (Trafo yüksek gerilimi kullanılabilecek gerilime çevirir) varsa araya elektrik direkleri dikeceğiz, tel çekip elektriği oradan getireceğiz, yoksa trafo koyacağız. Yakınlarda elektrik yoksa bahçeye jeneratör koyacağız.  Isınma elektrikle, katalitik sobalarla veya sanayi tüpleriyle olacak. Gerekli bütün işleri inşaat mühendisi yapacak. Bunlara da altyapı diyoruz.



Eğer Belediye oraya hizmet yani altyapı getirmişse işimiz çok kolay. Yapmamız gereken sadece hepsine bağlanmak. Elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz, telefon gibi.

Özetle üstyapı barınma gereksinimini sağlıyor, altyapı da hizmetleri karşılıyor. Tüm bunlar medeni bir ortam sağlıyor. Şimdi medeni/uygar ortam deyince ne kastediyoruz onu inceleyelim.

İnşaat Mühendisliğinin Genel Tanımı

İnşaat mühendisliği en eski mühendislik dalıdır ve en eski mesleklerden biridir. Örneğin tarihi kalıntılarda makine, fabrika yoktur ama bol miktarda ev, saray, tapınak, hamam, yol, su kanalları, su boruları gibi günümüzün inşaat mühendisliği eserlerini görürüz.

İnşaat mühendisinin İngilizcesi “Civil Engineer“, Arapçası “Mühendis-i Medeni” dir. Yani yurt dışında inşaat mühendisliğinin karşılığı bizdekinden farklı olarak Yurttaşlık/Medeniyet (uygarlık) Mühendisliğidir.

Bir yere yol, su, elektrik eriştiği zaman “oraya uygarlık geldi” deriz. Bunu Halil Rıfat Paşa “gidemediğin yer senin değildir” olarak çok güzel ifade etmiş. Demek ki yol uygarlığın olmazsa olmazı. Onun gibi eskiden aydınlatma kandille, gaz lambasıyla yapılır, bahçeden ya da yakındaki bir kuyudan, çeşmeden kovayla taşınır, ısınma odun-kömürle yapılır, tuvalet sorunu bahçede açılan bir çukurla halledilirdi. Yani medeni ortam yoktu.

Sabah kalktığımız zaman ilk iş olarak yüzümüzü yıkamak için musluğu açarız. Suyun barajda toplanması, boru hatlarıyla arıtma tesisine oradan da evlere getirilmesi vb. Bütün bunları gerçekleştirenler inşaat mühendisleri.

Böylece inşaat mühendisliğini yurttaşlara götürülen hizmetlerle ilgili fiziksel çevre oluşturma işleri ile uğraşan mühendislik dalıolarak tanımlayabiliriz.

Bu hizmetler insanların barınma ve bağlantılı yani medeni ihtiyaçlarının temini için gerçekleştirilir. Örneğin konut inşaatı ve konuta su, elektrik, yol sağlanması, kanalizasyon (pis su uzaklaştırma), iletişim hatları bağlanması gibi.

Türkiye’nin nüfusu arttıkça konut ve dolayısıyla her türlü üst ve altyapı hizmetleri ihtiyacı da artmaktadır. Endüstriyel üretim inşaat mühendisine muhtaçtır. Fabrika binası yapılacak, binaya enerji sağlanacak, üretimin pazarlanması için yol yapılacak vb.

Antalya’yı turizm merkezi haline getiren de inşaat mühendisleridir. Yapılan devasa tatil köylerine, irili ufaklı otellere turist yağmaya başladı. Ancak turistler daha gelir gelmez havaalanında çile çekmeye başladılar. İki şeritli yollarda kaza geçirdiler, o kadar insana elektrik yetmedi, kanalizasyonlar denize aktı, akşam denizden gelince duşlardan su akmadı vb.  Bütün bu sorunların üstesinden gelenler inşaat mühendisleridir.

İnşaat Mühendisliğinin Teknik Tanımı

İnşaat mühendisliği yapı malzeme ve tekniğini en iyi ve ekonomik şekilde bir araya getirenyapıların;

  • Proje; dizayn-tasarım-boyutlandırma da denir, hesaplar ve çizimlerden oluşur, Mimari yerleşim ve ince işler detay projelerinden sonra yapılan projelerdir.

  • Planlama; maliyet hesabı, iş programı, malzeme, işgücü ve yöntem belirleme

  • Yapım; inşaat

  • Denetim; bütün yukarıda yapılan işlerin kontrolu

işleri ile uğraşan temel mühendislik dalıdır. Şimdi bu işleri biraz daha açalım ve inşaat mühendisine adapte edelim.

İnşaat Mühendislerinin Yaptıkları İşe Göre Uzmanlıkları

  • PROJECİ: Tamamen masada çalışır,  hesap ve çizim ile yapılabilirlik (fizibilite) etütleri yapar. Genelde proje bürosunun merkezinde çalışır. Ancak şantiyenin proje ofisinde de çalışabilir. Örneğin Design and Built yani Projelendirmenin ihaleye dahil olduğu işlerde projeler şantiyede yapılabilir. Şantiye proje ofisinin organizasyonu genişse başına Mühendislik Müdürü pozisyonu gerekir.

  • PLANLAMACIBürocudur, merkez ofiste ya da şantiye ofisinde çalışır.Paperwork-kağıt işleri yazışma, rapor, teklif hazırlama gibi işlerde daha çok alt yönetim kademelerinde yöneticilik ya da mühendislik yapar. Teknik Müdür, İş Geliştirme Müdürü, Teklif Departmanı Müdürü, Kontrat Müdürü, Teknik Ofis Müdürü, Planlama Mühendisi, Hakediş Mühendisi, Maliyet Kontrol Mühendisi, Teklif Hazırlama Mühendisi gibi.

  • ŞANTİYECİ: Şantiyede çalışır. İnşaat Müdürü, Şantiye Şefi, Şantiye Mühendisi, Kalite Kontrol Şefi, İş Sağlığı ve Güvenliği Mühendisi gibi.

Proje Müdürü de şantiyecidir ancak yönetici pozisyonuna girer.

Yapı Denetçisi, Kontrol Amiri, Kontrol Mühendisi de şantiyede ancak masanın öbür tarafında yani yapı denetim firmalarında veya mühendislik müşavirlik (danışmanlık) firmalarında çalışır.

  • YÖNETİCİYukarıda belirtilen proje, planlama ve şantiyede kazanılan deneyim sonrasında özel sektörün merkez ofisinde veya şantiyesinde çalışır. Genel Müdür, Proje Müdürü, Proje Koordinatörü yapı sektöründe belli başlı yönetici pozisyonlarıdır. Proje Müdürü şantiyede çalışır.

İnşaat Mühendislerinin Çalışma Alanları

  • ÖZEL SEKTÖRDE: Yukarıda belirtilen işleri yaparlar. Yaygın olarak yurt dışında da çalışmaktadırlar.

  • KAMU ÇALIŞANLARI: 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa bağlıdırlar. Daire Başkanı, Müdür gibi yönetim ve mühendis gibi alt kadrolarda daha çok işleri dışarıya verme ve verilen işleri denetlemeyle uğraşırlar. Bol yazışma yaparlar. Genelde merkezde veya bölge müdürlüklerinde dairede otururlar. Bazen büyük şantiyelerde de bir kontrol amiri bulundururlar. Belediyeler, Karayolları, Devlet Su İşleri, İller Bankası, Köy Hizmetleri, NATO ENF. belli başlı yatırımcı kamu kuruluşlarıdır. 2008 de kamuda çalışmak için KPSS sınavına giren 54850 mühendis, mimar, şehir plancılarından kadro sayısına göre 1950 si yani yaklaşık % 3.6 sı istihdam edilebilmiştir.

  • ÖĞRETİM ÜYELERİ: Üniversitelerde ya da kamu araştırma kuruluşlarında çalışırlar, TÜBİTAK, Deprem Araştırma Enstitüsü gibi.

İnşaat Mühendisliğinin İyi Yanları ve Zorlukları

İyi yanları

Zevklidir, dinamiktir, kapsamı çok geniştir, birçok başka mesleklere göre iş fırsatı bolluğuna sahiptir, örneğin bir şantiyede en fazla 1 mimar, 1 makine mühendisi, 1 elektrik mühendisi olur. Bazen onlar da olmaz. Buna karşılık sayısı 2 ila 20 arasında inşaat mühendisi olabilir. Serbest çalışma olanağı vardır. Eser yaratmanın verdiği duygu inşaat mühendisinin en mutlu olduğu, çektiği zorlukları unuttuğu andır.

Zorlukları

Gerektiğinde dağ başında, mahrumiyet bölgelerinde, toz, toprak, çamur, yağmur, soğuk, sıcakta, genelde yoğun tempoda gece geç saatlere kadar çalışmak gerekebilir. Kaza olasılığı vardır. Sık, uzun seyahatler yapabilir. Evli ve/veya çocukluysa ailesini gittiği yere götürülemeyebilir. Arzın talepten fazla olması yani mühendis sayısının gereksinimden fazla olması, inşaat sektörünün krizlerden mutlaka etkilenmesi de dezavantajdır. Süreli işte süreklilik olmaması, iş sonunda yeniden iş arama zorunluluğu gerektirir. İşçi ile usta ile uğraşmak dünyanın en zor işlerinden biridir.

İnşaat Mühendislerinin Durumu

İnşaat sektörü Gayrı Safi Yurt İçi Hasılanın (Türk ve yabancılarının ürettiği yıllık nihai mal ve hizmetler) % 30 unu oluşturmaktadır. Bunun gerçekleştirilmesinde inşaat mühendislerinin yarı yarıya payı olduğu tahmin edilmektedir. İnşaat sektörünün büyüme performansını % 80 oranında özel sektörün, % 20 oranında ise kamunun sabit sermaye yatırımları belirlemektedir. Bu yatırımlar sabit fiyatlarla son yıllarda azalmaktadır.

İnşaat Mühendisleri odalarına kayıtlı mühendis sayısı 26 Nisan 2010 tarihi itibarıyla 76.191 dir. Bu sayısı 23 olan mühendis-mimar odalarına kayıtlı tüm mühendis-mimarların yaklaşık % 25’ini oluşturmaktadır. 2007 yılında 3624, 2008 yılında 3241, 2009 yılında 3712 olmak üzere her yıl ortalama 3500 inşaat mühendisi inşaat mühendisleri odasına kayıt olmaktadır. Odaya kayıt olanların oranı bir araştırmaya göre % 85 dir. Buna göre Türkiye’de 90.000 e yakın inşaat mühendisi olduğu ve her yıl 4100 kadar inşaat mühendisinin mezun olduğu söylenebilir. TMMOB (Türkiye Mühendis Mimar Odaları Birliği) araştırmasına göre mühendislerin % 75 i yoksulluk sınırı altında maaş alıyorlar. Gerçekten de  İnşaat Mühendisleri son derece düşük ücretlerle çalıştırılmakta, genç meslektaşlarımız emek sömürüsüyle karşı karşıya kalmaktadır. Çalışma saatlerinde tam bir keyfilik vardır ve fazla çalışma karşılığı ücret verilmesi söz konusu değildir. Sendikasızlık ve iş güvencesinden yoksunluk, çalışma koşullarının sağlıksızlığı da sektörün dikkat çekici özellikleri arasındadır. İnşaat sektöründe meslek dışı alanlarda çalışma ve işsizlik oranı yüzde 25’i geçmiştir.

2008 sonunda patlak veren küresel krizden önce Türkiye’de konut inşaatlarında patlama yaşanmaktaydı. Yurt dışında da başta  Rusya Federasyonu, Afganistan, Irak, Libya, Cezayir, Kazakistan olmak üzere dünyanın dört bir yanında yoğun inşaat işleri inşaat mühendislerine büyük istihdam olanağı sağlamıştı. Maaşlar da böylece gayet iyi düzeydeydi.  Küresel kriz inşaat sektörünü çok kötü vurmuştur. Teğet geçme falan hiçbir şekilde söz konusu değildir. Kriz inşaat sektörüne kazmayı ortasından indirmiştir. Küçük ve/veya şahıs şirketleri, proje büroları kriz ortamında kapanmaktadırlar. 2009 yılında İşkur’da iş arayan mühendis mimar sayısında bir önceki yıla göre % 33 artış olmuştur. İnşaat sektöründe krizin 2010 yılının 2. yarısında toparlanmaya başlayacağı ve 2011 de etkisini hayli azaltacağı söylenmekteydi.  Nitekim 2010 yılı birinci çeyrekte yüzde 8 büyümeye geçen inşaat sektörü, 2010 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 21.9 oranında, üçüncü çeyrekte de yüzde 24.6 artış yaşayarak gösteren bu iki çeyrekte Türkiye ekonomisi içinde en hızlı büyüyen sektör oldu. 2011 de inşaat sektöründe büyüme % 10.   2011 yılında inşaat sektöründe istihdam 1 milyon 910 bin kişi üçüncü çeyrekte toplam istihdam içindeki payı % 7.7.    2012’de büyümede yavaşlama beklentisi var, % 6 – 7 arasında büyüme hedefleniyor. 2011′de en çok aranan pozisyonlar: Satış Temsilcisi % 16, Muhasebe Elemanı % 12, Sekreter % 5, Yönetici Asistanı % 4, İnşaat Müh. % 3, Makina Müh. % 2, yazılım uzmanı % 2, Elektrik Müh % 1, Mimar % 1.

Maaşlar – TL olarak (2011-2012)

kamuda 2 600 (kadro derece 8/1)

özel sektörde

Yeni mezun;  1 500

5-10 yıl deneyimli;  3 000-5000

10-20 yıl çok deneyimli; 5 000 – 9 000

Yapı denetim; 1 000 – 2 000

Şantiye şefi; 3 000 – 5 000

Şantiye şefi, şantiye başına; 1 000 (maksimum 5 şantiye)

Yurt dışı ücretleri (ABD Doları)

Proje Müdürü; müteahhitte 13 000 – 15 000, müşavirlikte: 8 000 – 9 000

Teknik ofis müdürü; müteahitte 8 000, müşavirlikte 5 000

Yeni mezun: 2 500, Afganistan’da 4 500

Maksimum  ücret  15 000, Ultra ücret 30 000

Maaşlar deneyime – ihtiyaca – koşullara göre değişir. Genelde kırsal kesimde çalışanlar, kentlerde çalışanlardan, şantiyeciler büroda çalışanlardan, alt yapıcılar üst yapıcılardan daha fazla maaş alırlar. Büro şantiye farkı yaklaşık 2 katıdır. Yabancı dil gerektirmeyen ve gerektiren işlerde ücret farkı da yaklaşık 2 katıdır.

Türkiye’de İnşaat Mühendisliği Eğitimi

İnşaat mühendisi eğitiminde başarılı olmak isteyenlerin;
- İyi bir öğrenme ve konsantrasyon yeteneği olmalı,
- Sayısal yeteneği olmalı, akıldan kısa sürede matematik işlemleri yapabilmeli,

- Analitik düşünme ve problem çözme becerisine sahip olmalı.
- Perspektiften (3 boyutlu görünüşten) ön, yan, arka gibi farklı bakış açılarını göz önüne getirebilmeli,
- Üniversite öncesinde matematik, fizikte başarılı olmaları önemli göstergedir.

Türkiye ve Kıbrıs’ta İnşaat Mühendisliği Bölümleri

  1. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  2. ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü

  3. Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  4. Gazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  5. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  6. İstanbul Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  7. Çukurova Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  8. Kıbrıs Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  9. Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  10. Atılım Üniversitesi Mühendislik Fakültesi (Ankara)

  11. Balıkesir Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Müh. Bölümü

  12. Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü (Manisa)

  13. Cyprus International University (Uluslar arası Kıbrıs Üniversitesi)

  14. ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusü İnşaat Mühendisliği

  15. Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  16. Kıbrıs Girne Amerikan Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  17. Dicle Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  18. Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  19. Dumlupınar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  20. Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  21. Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  22. Erciyes Üniversitesi Yozgat Mühendislik-Mimarlık Fakültesi

  23. Erzurum Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi

  24. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi

  25. Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  26. Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  27. Mustafa Kemal Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi bölümü

  28. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  29. Osman Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  30. Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  31. Selçuk Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  32. Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  33. Trakya Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  34. Kara Elmas Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

  35. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnş. Müh. Bölümü

  36. Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnş. Müh. Bölümü

  37. Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi (Sivas)

  38. Harran Üniversitesi Mühendislik Fakültesi (Ş.Urfa)

  39. İstanbul Kültür Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi

  40. Karadeniz Teknik Üniversitesi Gümüşhane Mühendislik Fak.

  41. Kırıkkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi

  42. Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi

  43. Niğde Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi

  44. Niğde Üniversitesi Aksaray Mühendislik Fakültesi

  45. Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi (Denizli)

Türkiye’deki İnşaat Mühendisliği Bölümlerinin sıralamaları ayrı bir yazımızda verilmiştir: TIKLAYIN

4 yıllık eğitim sonunda “İnşaat Mühendisi” ünvanıyla “Lisans” diploması verilmektedir. İngilizcesi “Bachelor of Science in Civil Engineering”. İnşaat mühendisliği bölümlerinin ancak yüzde 13′ünde eğitim İngilizcedir. Buralarda eğitim dili yeterli olmayanlara bir yıl dil eğitimi verilmekte ve başarı aranmaktadır.

“Hazır Beton Teknolojisi”, “İnşaat”, “İnşaat Teknikerliği”, “Karayolu Ulaşımı ve Trafik”, “Raylı Sistemler Teknolojisi”, “Ulaştırma”, “Yapı Teknolojisi” ön lisans programını başarı ile bitirenler, ÖSYM tarafından açılan Dikey Geçiş Sınavı’nda (DGS) başarılı oldukları takdirde, “İnşaat Mühendisliği“ lisans programına dikey geçiş yapabilirler.

Türkiye’de inşaat mühendisliği bölümlerinde, bir öğretim üyesi/öğretim görevlisine ortalama 22 öğrenci düşmektedir. Bu oran Almanya’da 8, Japonya’da 10, Portekiz’de 20, Belçika’da 10, İngiltere’de 14, Polonya’da 10′dur. Öğrencilerin yüzde 9′u kız, yüzde 91′i erkektir. Öğrenci aileleri ağırlıkla orta ve alt gelir gruplarında yer alır.   Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki üniversite hariç, büyük umutlarla girilen bu bölümlerde gerek eğitim gerekse sosyal ve kültürel koşullar açısından tam bir hayal kırıklığı yaşanmaktadır.

Yeni açılan bölümlerde alt yapı ve öğretim kadrosu yetersizdir. Öğrenci kontenjanlarındaki önlenemeyen artış, eğitim kalitesinin düşmesine yol açmaktadır. Gereksinimden çok fazla sayıda inşaat mühendisliği bölümünün getirdiği mühendis enflasyonu, mühendis devalüasyonuna neden olmuştur. İnşaat mühendisliği eğitiminde hazır program kullanımı öğretim programlarında derslerin içine girmiştir. Öğrenci nasıl çalıştığını bilmediği bir programa, muhakemeden yoksun, sadece veri hazırlamakta, çıktılarını yorumlayamamaktadır.

2008 de yapılan  bir anket sonuçları:

1. İnşaat mühendisliği öğrencilerinin % 57 si ÖSS’de inşaat mühendisliği bölümünü ilk üç tercih arasında, % 15’i dördüncü ve beşinci sıralarda tercih etmişler. Geri kalan % 28 si inşaat mühendisliği mesleğini daha az tercih etmelerine rağmen bu eğitim programına yerleştirilmişler.

2. Bu öğrencilerin inşaat mühendisliğini tercih nedenleri:

Yeteneklerime uygun bulduğum için % 46

Üniversite sınavındaki tercihlerimden biri olduğu için % 24

Ailemin önerisi ile % 17

İş bulabilme kolaylığını düşündüğüm için % 16

Gelir düzeyinin yüksek olduğunu düşündüğüm için % 15

Kamu sektöründe çalışabileceğim için % 3

İdealim olduğu için % 2

Aile mesleği olduğu için % 1

Cevap verilmemiş % 3

3. İnşaat mühendisliği bölümü öğrencileri iki veya üç senelik eğitim deneyimlerinin sonucunda büyük bir çoğunlukla (% 86) meslek eğitimlerinden memnun olduklarını belirtmişlerdir.

İnşaat mühendisleri arasında başka bir meslek seçmiş olmayı isteyip istemedikleri sorulan bir ankette de, % 56’lık bir kısım hayır demiş, % 21’lik bir kısım da kararsız olduğunu ifade etmiş % 26’lık bir bölüm ise başka bir meslek seçmiş olmayı istediklerini ifade etmişlerdir. İnşaat mühendisliğinin 20-30 yıl sonra bulunacağı durumun ne kadar olumlu olduğunun düşünüldüğünü anlamaya yönelik sorulara verilen yanıtların dağılımı çok iyi % 8, iyi % 41, orta % 37,  kötü % 12  ve çok kötü % 2 şeklindedir

Yapı Sektöründe İnşaat Mühendisliği Eğitiminin Payı

Türkiye’de 56, KKTC’de ise dört üniversitede inşaat mühendisliği bölümü var. 2010 itibariyle 49 devlet üniversitesinde mevcut olan inşaat mühendisliği bölümü, bu okullardan yalnızca 38’inde faaliyet göstermekte. Buna karşılık inşaat mühendisliği eğitimi verilen vakıf üniversitesi sayısı, öğretime açılmamış olan ikisi hariç, sadece beş.

Buradan hareketle Türkiye’de devlet üniversiteleri dışında inşaat mühendisliği alanına pek de öğrenci yetiştirilmediğini söylemek yanlış olmayacaktır. Nitekim Türkiye’deki 38 devlet üniversitesinin yaklaşık 4800 kişilik bir kontenjanı bulunurken, özel üniversiteler her yıl yaklaşık 450, KKTC üniversiteleri ise 400 inşaat mühendisliği öğrencisi alıyorlar. Buna göre her yıl eğitime alınan inşaat mühendisi öğrencisi sayısı yaklaşık 7000. Yılda verilen mezun sayısı da yaklaşık 4150. Yani % 70 i mezun oluyor. Dolayısıyla inşaat mühendisliğinde, içmimarlık ve endüstri ürünleri tasarımı bölümlerinde rastladıklarımızın tersine, çoğunlukla devlet üniversitelerinden gelen yeni meslek adamları ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu alan, halen bir anlamda devlet üniversitelerinin tekelinde ve vakıf üniversitelerinin ilgi ve yatırım alanlarından çok uzakta.  İleride yapı sektörüne eklemlenecek olan öğrencilerin büyük bir kısmının inşaat mühendisliğinden geleceğini söylemek mümkün gözüküyor. Araştırmanın sonuçlarına göre ilgili bölümlerin toplam tahmini öğrenci sayısının yaklaşık % 50’si, inşaat mühendisliğinden geliyor. Bu oran mimarlıkta % 25, içmimarlıkta ise yaklaşık % 10 şeklinde karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla yapı ve ilgili üretim alanlarından yetişen uzmanların % 85’i, bu üç meslek alanından geliyor. Dışarıda kalan peyzaj mimarlığı, şehir planlama ve endüstri ürünleri tasarımı ise yaklaşık oranlar ile pastanın geriye kalan % 15’lik dilimini paylaşıyorlar.

Master (Yüksek Lisans)

İnşaat Mühendisi diploması aldıktan sonra isteyenler eğer mezuniyet puanları da iyiyse Master yapabilirler. Master; “Master of Science” ya da ”Master of Engineering” in kısaltılmışı. Bizdeki resmi adı ise “Yüksek Lisans”. Bunu almak için master eğitimi veren İnşaat Bölümlerindeki ana bilim dallarından birini seçmek gerekiyor. Her dalda boş yer olmayabilir. Yani istenmeyen bir dal da seçilmek zorunda kalınabilir. Söz konusu ana bilim dalları her üniversitede farklıdır.

Genel olarak aşağıdaki yüksek lisans dallarını sayabiliriz:

  • Yapı Mühendisliği (Structural Engineering)

  • Geoteknik/zemin mekaniği

  • Yapı Malzemesi

  • Hidrolik/hidromekanik

  • Su kaynakları

  • Ulaştırma (yol)

  • Yapı yönetimi (işletmesi)

  • Deprem Mühendisliği

  • Kıyı, deniz Mühendisliği

  • Jeodezi/Jeomatik (ölçme)

Seçilen bölümlerden ağırlıklı olmak üzere en az bir yıl belli kredili dersler alınır ve aynen lisans eğitimindeki gibi kredi usulüyle dersler tamamlanır. Bu arada öğrenciye tayin olunan bir tez hocası bir konu verir. O konu üzerinde yoğun araştırma yapılır. Bu da en az bir yıl sürer. Tez hocasından da bazen yardım alınabilir. Hem dersleri hem de tezi bir yıl içerisinde tamamlamak çok zordur.  Dersler sırasında bir işe girip çalışmak ta eğitimi aksatabilir. Genelde master yapanlar derslerden sonra tez yaparken bir işe girmektedirler. Derslerden geçilip tez de kabul edildikten sonra arkadan “İnşaat Yüksek Mühendisi” ünvanı gelir.

Master Gerekli mi?

Üniversitede kalıp, doktora yapmadıkça Türkiye’de Master’ın pek faydası yoktur. Onun yerine bir işte çalışmak deneyim açısından daha yarar getirecektir. Ancak Yüksek Mühendis unvanına sahip olmak elbette prestijdir. Bu da bazen önemli olmaktadır.

İnşaat Mühendisi Diplomanızı aldınız, eee sonra?

Önce iş arayacaksınız. Ya tanıdıklarınızdan yardım isteyeceksiniz ya da ilanlara bakacaksınız. Peki ilanların dilinden anlıyor musunuz?

Mühendis Arayan İlanların Anlamları:

  • Yeni mezun, genç, dinamik, yetiştirilmek üzereMühendisliğe yakışmayacak ücret verilip, her iş yaptırılacaktır. İş tecrübesi kazanma adına dişinizi sıkarsanız, verdiğimiz üç kuruş para, evrak getir götür, mühendislik bürolarından proje taşıma ve bazı ayak işlerini öğrenir, kullanıldığınızı anladığınızda da hemen yerinize gözleri açılmamış yeni bir eleman alırız.

  • 30 yaşını aşmamış mühendis: SGK priminde 30 yaş altı prim indirimini kullanmak istiyorum, bu kadar ince düşünen bir firmayız, çok çalıştırıp az maaş veririz, 30 yaşını geçtiğin an bizim için bitmişsin demektir.

  • Yeni aldığımız ihaleye uygun en az 5 yıl deneyimli 2 adet inşaat mühendisi, 1 adet elektrik mühendisi, 1 adet makine mühendisi: Aslında mühendisle çalışmak istemiyorum ama yapı teknik şartnamesinde en az 2 adet 5 yıl deneyimli mühendis çalıştırmak zorundasın dediği için mühendis alıp değer kıymet bilmeden çalıştıracağım. Alt yapı firmasıysam eğer, formenler ve operatörleri mühendisten üstün tutarım, ilkokul mezunu cahil patronum ve sahada beni senden daha çok dinlerler, çünkü maaşları ben veriyorum.

  • Mimar, mühendis satış elemanı; Onca yıl okudunuz, benim firmam satış yapamıyor, lise mezunu alsam beni o da kurtarmaz, piyasada da boşta epey mühendis-mimar var, gelin beni kurtarın, ancak çok kazanmadığım için ücreti de çok beklemeyin..

  • En az 10 yıl deneyimli mühendis: Biz işi aldık, ama ne işin nasıl yapılacağını biliyoruz, ne de bunu başkasına öğretebiliriz. Mühendisim diyorsan gel, işi bütün sıkıntılarıyla sorun çıkarmadan yap ve iş bitince de çek git.

Bunlar maalesef inşaat mühendislerinin günümüzdeki halini gözler önüne sermektedir. Bu durum karşısında yeni mezun bir inşaat mühendisi ne yapabilir?

Deneyim ve Uzmanlaşma

Rahmetli Fevzi Akkaya ağabeyimiz kitaplarında mühendisi şöyle tanımlar: Mühendis, otuz beşine kadar zarar verir, kırk beşinden sonra geri ödemeye başlar, altmışında en üst düzeye çıkar, seksenden sonra hikaye anlatmaya başlar.

Yeni mezun bir inşaat mühendisi hayata atıldığında okulda öğretilenlerden çok farklı bir dünya ile karşılaşacaktır. Okulda “mafsallarla mesnetlenmiş diagonal bir rijit cismi” anlamadan mezun olmuşsa bunu anlamamış olmanın önemi olmadığını anlayacaktır. Zira iş hayatında bununla karşılaşmayacaktır. Onun yerine karşılaştıkları ise ona hiç öğretilmemiştir. O halde yapılacak şey hızla deneyim kazanmaktır. Bir kere kaderinin ona çizdiği yolda işe başlamak zorundadır. Ondan sonrası kendine kalmıştır. O yolda iyice pişmeli ve kendini geliştirmelidir. Bu da bir 10 yıl alacaktır.Etrafına bakmalı ve sektörde neyi eksik görüyorsa oraya ağırlık vermelidir.Çalışıln işyerini sık değiştirmek ilerde mutlaka kötü puan getirir. Mümkünse başladığı alan üstyapı ya da altyapı hangisiyse onu bir daha değiştirmemeye çalışmalıdır. Aynı şekilde projecilikten mi, şantiyecilikten mi hangi işten başladıysa ondan devam etmek en iyisidir. Ancak burada bir parantez açalım. Bir şantiyeci çizimleri çok iyi okumasını da bilmek zorundadır. Hatta mecbur kaldığında alelacele proje yapması veya proje revize etmesi de gerekebilir. Bunun için de işe projecilikle başlamalı veya bir ara projecilik yapmalıdır. 50 yaşında bir deneyimli mühendise çizimde gösterilen dairesel bir kolonun gerçekten dairesel olduğuna inandırmak için neler çektiğimi hiç unutmuyorum. Teklif hazırlama işlerinde çalışan bir mühendis ise hem proje hem de şantiye deneyimli olmalıdır.

Okulda nosyon verildiyse iş epey kolaylaşır. Nosyon kavrayarak, araştırarak, aklı kullanarak kendi kendine iş yapabilme erkidir. Okul size öğrenmeyi öğretmişse şanslısınız.

Yabancı Dil

İngilizce bilmek neredeyse olmazsa olmaz haline gelmiştir. İngilizce teknik, inşaat sözleşme, hukuki,  ticari terimleri bilmek avantaj sağlar. İngilizce yazışmaları hatasız ve uluslararası form ve kalıplara uygun yapmak gerekir.

Ana dili İngilizce olan ABD, İngiltere, Kanada gibi ülkelerde en azından bir süre kalmak ve mümkünse çalışmak İngilizce’yi mühendislikte yeterli hale getirecektir. Üstüne üstlük bu ülkelerden başka ülkelere örneğin Arap ülkelerine giderseniz Türkiye’den gittiğiniz takdirde alacağınız ücreti ikiye katlarsınız.

Ayrıca ikinci bir yabancı dil büyük avantaj sağlar. Orta Doğu ülkelerinde Arapça bilmek tercih nedenidir. Eski Sovyetler birliği ülkelerinde (Rusya, Ukrayna, Kazakistan, Türkmenistan gibi) Rusça, Kuzey Batı Afrika ülkelerinde (Cezayir) Fransızca bilmek şarttır.

Arapça

İnsan kaynaklarıyla ilgili bir internetsitesinin 2011 yılı ortasında yaptığı araştırmaya göre, Arap ülkeleriyle artan ticaret, turizm ve kültürel ilişkiler insan kaynakları alanında  önemli değişimlere neden oldu.

250′ye yakın ilanla 700′ün üzerinde Arapça bilen elemanların arandığı sitedeki ilanların % 32,7‘si inşaat sektöründen geliyor. Arapça bilen eleman arayan şirketlerin bu elemanlara ihtiyaç duyduğu bölümler ise % 14′ü inşaat olarak dikkat çekiyor.

İnternet sitesinin verilerine göre, son bir yılda Arapça bilen adayların sayısında 15 binin üzerinde bir artış olduğunu belirtilirken, Arapça bilen toplam aday sayısının da 50 binin üzerine çıktığı açıklandı. % 68′ini erkeklerin oluşturduğu Arapça bilen adayların, % 11′i inşaat sektöründe iş arayanlardan oluşuyor.

Böylelikle Arapça, son bir yılın en çok ilgi gören yabancı dillerinden biri oldu. Arapça bilen adayların % 61′inin 25-34 yaş, % 16′sının 18-24 yaş ve % 15′inin 25-44 arasındaki adaylar tarafından konuşuluyor olması, Arapça’nın yaşlı nüfus tarafından değil, gençler arasında yaygınlaştığını gösteriyor. Bu da Arapça’nın dini işlevinden çıkıp artık bir kültür dili olarak yaygınlaşmaya başladığı anlamına geliyor.

Bilgisayar

Office programlarına çok iyi hakim olmak şarttır. Word, Excel bilmek zaten olmazsa olmazdır. Onun yanında Autocad, Primavera veya MS Project gibi hazır programları da iyi bilmek çok avantaj sağlar.

Bilgisayara, sorunları kendi kendine çözecek derecede hakim olmak gerekir. Dağ başında yardım alacak kimse bulunmaz genelde.

Direksiyon

İyi araba kullanmasını bilmek rekabet ortamında çok avantaj sağlar. İnşaat mühendisi mesleği süresince büyük olasılıkla karayolu ile yüzbinlerce kilometre yol katedecektir. Şirketler tasarruf olsun diye şoför istihdam etmeyebilirler. İş başa düşebilir. Yurt dışında hangi ülkede olursa olsun korkmadan, heyecanlanmadan direksiyona geçecek kadar iyi bir sürücü olmak gerekir. İyi araba kullanmak için kendine güvenme, cesaretli olma, aşırı hız yapmama, riske girmeme, ilk kez geçilen güzergah üzerinde etrafa dikkatle bakarak belli röperleri beyne kaydetme gibi alışkanlıklara sahip olma, arabada navigasyon yoksa haritalar bulundurma, önceden güzergahı belirleme, uyuma olasılığına karşın araba içinde 12 volt su ısıtıcısı ile ya da termosla kahve yapacak ekipman, cep elefon çakmak kablosu bulundurma gibi önlemler almayı tavsiye ederim.

1983 yılında Suudi Arabistan’ın Taif kentinde  şantiyede çalışırken bir gün entarili bir Arap pikabını geçecek yer bulmadığından binanın yakınına getiremedi. Arkadaki malzemeleri boşaltamıyorduk. Israrıma “hadi istersen sen geçir”diye cevap verdi. Aldım anahtarını jipi geçirerek binanın önüne parkettim. İşin özeti budur.

Çevre

İletişim yeteneği gereklidir. Geniş çevre edinmeniz  ilerde işinize çok yarayacaktır. Tanıştığınız insanların iletişim bilgilerini kaydedin. İş ararken, iş takibi yaparken, teknik bilgi almak gerektiğinde insanlar işinize çok yarar.  Yardım istemekten katiyyen çekinmeyin, utanmayın. Birşeyin yabancısı olmak hatta onu bilmemek ayıp değildir. Bu arada iyi briç bilir ve oynarsanız çevreniz daha da genişler. İnanmazsanız deneyin, garanti veriyorum pişman olmayacaksınız.

Temiz ve iyi giyinin, traşlı olun. Ter kokmamaya önem verin. Düzenli olarak önceden deodorant kullanın. Ağız kokusuna karşı önlem alın, yanınızda karanfil ya da nane şekeri bulundurun. Sigara içmek size çok puan kaybettirir.

Sabah kahvaltılarınızı ihmal etmeyin. Düzenli olarak her sabah kahvaltı yapmanın, öğrenme, dikkat ve verimlilik üzerinde son derece olumlu etkileri vardır.  İşyerinizde, şantiyede çay, simit, poğaça vb. ile kahvaltı yapmaktan kaçının.

Yöneticilik ve Şantiyecilik

İnşaat mühendisi takım çalışmasına yatkın olmalı, insan psikolojisinden çok iyi anlamalıdır. İnşaat sektöründe insani ilişkiler – iletişim çok önemlidir. Yönetim – Management erki (yapabilme gücü) olmalıdır. Bunu biraz açalım:

Şantiye’de alt kademe yani işçi, usta ister proje müdürü isterse yeni mezun mühendis olsun talimat alacağı adamı önce bir tartar, yoklar, acaba kafa dengi midir, sert midir, yumuşak mıdır, kafaya alabilir miyim gibilerinden. Bu nedenle mühendisin onlara vereceği ilk izlenim çok önemlidir. Nasıl başlarsa öyle gider. Onlara otoriter olduğunuz, kaytarmaya izin vermeyeceğiniz izlenimini vermek ŞARTTIR.

Mühendis olmayan ancak iyi şantiye deneyimli tekniker, formen, usta gibilerine çok dikkat etmek gerekir. Bunlar mühendisten iyi olduklarını kanıtlamaya çalışırlar bunun için de mühendisin açığını ararlar, özellikle bilgi açısından. Patronlar da onlara yeni mezun mühendisten  daha fazla değer verirler. Onlara açık vermemeye dikkat etmelidir.

Yerinde sert, yerinde anlayışlı olmasını bilmek gerekir. Ustayla işçiyle uğraşmak dünyanın en zor işidir. Ama sadece onunla kalsa, beyaz yakalılar da ayrı bir derttir. Kimi araba ister, kimi evi paylaştığı arkadaşını şikayet eder, kimi falanca niye benden fazla alıyor der, kimi ben yapamıyorum gitmek istiyorum der. Yöneticilik zor iştir. Senin de sorunların vardır ama derdini kimseye anlatamazsın. Şirket sahibinin,  üst yönetimin en son duymak isteyeceği sorun, şikayettir.  Onların sizden beklediği onlara sorunları nakletmemek, yokluklar içerisinde mucizeler yaratmaktır.

Şantiye demek sorun demektir. Öfkeyle kalkmak inşaat mühendisliğinde hiçbir zaman yapılmayacak şeydir.

Yeri geldiğinde politik olmak gerekir. İtalyan mühendislerin bir deyişi aklıma geliyor; “You can never call a bastard supervisor as ‘bastard’, yani daha kibarcası “şerefsiz bir kontrol mühendisine asla ‘sen şerefsizsin’ denmez”. Burada insanlarla iletişimi bilmek önem kazanıyor.

İlginçtir ama şantiyede çalmasını da bilmek gerekir. Örneğin yırtık olmak gerekir. Bunu biraz açalım. Birden fazla şantiyeleri olan bir büyük yapım projesinde bazı olanaklar genelde ortaktır. Örneğin mobil yani hareketli vinç tektir. Bunu şantiyenin biri alır, bu arada başka şantiye de ister. Biri vermek istemez, diğeri almak ister. Bu durumda hangi şantiye şefi daha yetenekliyse o kazanır.

Şantiyede kliklerle karşılaşabilirsiniz. Daha açıkçası şantiye çalışanları bölünmüş olabilirler. Olmaz demeyin, ben çok gördüm. Dedikodulara kesinlikle yorum yapmayın. Sadece dinleyin o kadar. Bir tarafa katılmazken  yaptığınızın doğru olduğunu hissettirmezseniz iki taraf da size mesafe koyar.  En kötü şey düşman edinmektir. Bu size ilerde kötü referans olur.

Şantiyede patronun casusları olabilir. Kimseye açık vermeyin.

Çalışanların dolduruşuna gelmeyin. İş, patron, şartlar vb hakkında sürekli şikayet ederler. Bunlar kulağınızı birinden girsin ötekinden çıksın. Bunlar şikayetlerini patrona yapacak cesaretleri olmayanlardır. İsterler ki bunu başkaları yapsın.

Planlı Çalışma

İnşaat mühendisliğinde planlı ve yöntemli çalışma şarttır. Neyin nasıl yapılacağını işe başlamadan belirlemek yolun yarısıdır. Yani önce Proje Yönetim Planı yapılmalıdır. Şantiyede rahmetli Fevzi Akkaya ağabeyimizin 6M kuralı önemlidir, yani Method/Yöntem + Money/Para +Machine/Makine + Material/Malzeme + Men/İnsan +Management/Yönetim. (Not: Fevzi Akkaya kendi 5M kuralına Management’i sonradan ilave etmiştir). Yukarıda metot yani yönteme değindik. Ancak metot dışındakiler olanaklara bağlıdır ve genelde eksiktir. Örneğin hakediş yapmadan, onaylanmadan, ödenmeden iş çok zor yürür. Patron cebinden para çıkmadan iş hakedişle yürüsün ister, hatta iş yapmadan hakediş yapılsın ister. Makine eksiktir, malzeme gelişi aksar, doğru dürüst adam bulunmaz vb. Metot dışındakilerde bu gibi eksikler metodu da etkiler ve aksatır. Zincirin halkaları gibidir bu beş faktör.

İnşaat mühendisliğinin bir çok alanının her birinde sayısız iş kalemi bulunmaktadır. Özellikle bina inşaatlarının ince işlerinde (Not: Yapının taşıyıcı sistem ve dolgu duvar işleri kaba inşaat; diğer fayans, boya, sıva vb. işleri ise ince inşaat olarak tanımlanır). Bunun için de başlarda küçük şirketlerde çalışmayı büyük şirketlere tercih etmekte yarar var. Zira küçük şirketlerde birçok iş, bazen işin tamamı üzerinize yıkılır. Büyük şirketlerde ise  ve departmanlardaki görev bölümleri nedeniyle ancak belli bir alanda deneyim sahibi olunabilir. Halbuki inşaat sektöründe olabildiğince hızlı bilgi ve deneyime sahip olmak avantaj sağlar.

Kısacası kendini rüzgara bırakmadan vizyonunu seçen, kategori ve iş alanı açısından uzmanlık dalını belirleyen ve orada ilerleyen, sorumluluk alan, dikkatli, karar vermede zorluk çekmeyen, hiçbir zaman verilen işi yapamam diye düşünmeyen, şişirme iş yapmaktan kaçınan, sabırlı, inatçı, yılmayan, yaratıcı, hırslı, insan psikolojisini, insanlarla iletişimi bilen, sistematik çalışan bir mühendisin başarılı olmaması mümkün değildir.

Bu arada Üniversitede kalanlar ne yaparlar? Ona da kısaca değinelim:

“Akademisyenler sürekli ağırlaşan atama kriterleri altında ezilmiş durumda puan toplama telaşına düşmüşlerdir. Yrd. Doçentliğe atanmak için kadro bulan şanslı hocalar daha buna sevinmeye fırsat bulamadan 3 yılda belirli bir puan toplama telaşına düşmektedirler. Çünkü bilirler ki, belirli bir puanı toplayamadıkları takdirde öğretim görevliliğine düşürülürler. Bu arada dersleri ikinci plana atmaktadırlar.  Doçentler ise daimi kadroya geçmenin rahatlığı içerisinde profesörlük dosyası için gerekli eksikleri toplamaya çalışır. Profesörler ise ununu eleyip eleğini asmıştır. TÜBA’nın hazırladığı 2009 Bilim Raporu’nda belirttiği gibi ‘profesörlüğü hak edenlerin bir daha bilimsel çalışma ile ilgilenmediği’ açıktır. Ayrıca Doçentlikten profesörlüğe geçen bazı öğretim üyelerimiz, emekliliği garanti altına almış olarak; bilimsel etkinliklerde bulunmayı, kitap yazmayı gerekli görmemektedir.” Bu paragraf Fatih Çekirge’nin köşe yazısından alıntıdır: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/15513406.asp?yazarid=174&gid=61&hid=15513465


http://bpakman.wordpress.com'un derlemesinden alınmıştır.